06 Aralık 2012
ARÜ’DE ‘YOSUN TEKNOLOJİSİ’ SEMİNERİ
Ardahan Üniversitesi (ARÜ) Mühendislik Fakültesi’nin geleneksel hale getirdiği seminerler serisine bir yenisi daha eklendi. ARÜ Mühendislik Fakültesi, 04 Kasım Salı günü İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Âşık Zülâli Konferans Salonu’nda “Yosun Teknolojisi” isimli bir seminer gerçekleştirdi. Seminere Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Mühendislik Fakültesi akademisyenleri ve öğrenciler katıldı.
Seminerde Belçika Gent Üniversitesi’nde üç ay boyunca yosun teknoloji üzerine bilimsel çalışmalar yapan Yrd. Doç. Dr. Sebahat Şeker, çalışmalarının sonuçlarını ve izlenimlerini katılımcılara aktardı. Yrd. Doç. Dr. Şeker; “muhteşem yaşam armağan” olarak tanımladığı yosunların; alternatif bir enerji kaynağı olduğunu ve kanser tedavisinde, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde kullanılabileceğini vurguladı. Şeker, ayrıca yosunların protein, vitamin ve karbonhidrat deposu olduğuna da dikkat çekti.
“Gençlik İksirini ARÜ’de Üreteceğiz”
Yaptığı çalışmalarda saf kültürler elde ettiğini söyleyen Şeker, “Bilim adamları gerçekleştirdikleri çalışmalarla zamanı değiştirebiliyorlar. Biz de değiştirebiliriz. Kendi yakıtımızı Ardahan Üniversitesi’nde üretebiliriz ve bu araştırmaları devam ettirerek üretmeyi planlıyoruz. Yapılan araştırmalarda yosun kullananların daha genç kaldıklarını görebiliyoruz. Hatta gençlik iksirimizi bile üniversitemizde üretebiliriz” diyerek konuşmasını tamamladı.
Şeker’in ardından bir konuşma yapan Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Yrd. Doç. Dr. Sebahat Şeker’i Belçika Gent Üniversitesi’nde yapmış olduğu çalışmadan dolayı tebrik etti. “Üzerinde yaşadığımız toprakların bilgisine sahip olmalıyız” vurgusuyla konuşmasına başlayan Rektör Korkmaz, değişen dünyanın getirdiği yenilikleri sürekli takip etmek zorunda olunması gerektiğinin altını çizerek, çağı takip etmenin şart olduğunu yineledi.
Dünya’nın sürekli değiştiğini, çağı takip ederek anı yakalamak gerektiğinin altını çizen Rektör Korkmaz şunları söyledi: “Biz dünyanın yüzüne sinen gizli anlamları okumalıyız. Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nden alan olarak 25 kat fazlaydı. Ama Osmanlı, toprağının bilgisini kaybedince toprağını da kaybetti. Yani demek istediğim şu ki; sadece topraklarımız var diye yerimizde rahatlıkla oturmamalıyız, o toprakları korumak ve devamlılığını sürdürmek için sürekli üretmeli, çağı takip etmeliyiz. Bu sebepten dünyadaki gelişmelere de yabancı kalmamalı, sürekli takip içinde olmalıyız.”
“Bizler Yaptığımız Bilimsel Çalışmalar İle Övünmeliyiz”
Dünyadaki enerji üretiminin çok azının doğal kaynaklardan faydalanılarak gerçekleştirildiğini açıklayan ARÜ Rektörü Korkmaz; artık Doğu toplumlarının gözlerinin açıldığını, dolayısıyla Doğu toplumlarındaki üniversitelere verilen değerin arttıkça beraberinde bilimsel çalışmalara verilen önemin de arttığını ifade etti.
Rektör Korkmaz, “20 bin nüfuslu Ardahan’da bir Üniversite var. Bu üniversite artık ‘Yosun Teknolojisi’ni konuşacak seviyeye gelmiş. Şimdi bana sorsanız, ‘Gelecek kimlere aittir?’ diye. Sizlere, ‘AR-GE faaliyetlerine ağırlık veren kurumlara aittir’ derim. Bu sebepten artık üniversiteler sadece eğitim veren kurumlar olmaktan çıkıp, yaşadıkları topraklar üzerinde sürekli bilimsel araştırmalar yapan, üreten kurumlara dönüşmüştür. Bizler de toplum için yaptığımız bu tür bilimsel çalışmalar ve başarılarla övünmeliyiz” dedi.
Gelecek nesillere güvendiğini ve onlardan çok daha başarılı çalışmalar beklediğini belirten Rektör Korkmaz, seminerin ardından Çevre Mühendisliği öğrencileri ile sohbet etti.
|
