29 Mart 2013
ARÜ, AB İLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI’NIN OPERASYON TEKLİF ÇAĞRISI’NA YANIT VERDİ
KÜNİB BAŞKANI KORKMAZ: KÜNİB, BÖLGE ÜNİVERSİTELERİNİN ORTAK KADERİMİZ ÜZERİNDE BİRLİKTE DÜŞÜNME PROJESİDİR
2009 yılında Ardahan Üniversitesi öncülüğünde yedi üniversite ile kurulan ve kısa sürede üye sayısını 42’ye çıkaran Kafkasya Üniversiteler Birliği (KÜNİB), tüm dünyayı ve insanlığı yakından ilgilendiren stratejik bir birlik olarak, ulusal ve uluslararası alanda heyecan uyandırıyor.
KÜNİB Başkanı ve Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ın "Bölge üniversitelerinin ortak kaderimiz üzerinde birlikte düşünme projesi" olarak tarif ettiği birlik; her yıl üst düzeyde katılımlarla organize ettiği kongreler, sempozyumlar, anlaşmalar, programlar ve gelecekle ilgili projeksiyonlarıyla dünya çapında dikkat çekiyor.
KÜNİB’e Üye Üniversite Sayısı 50’yi Aşacak
Bu kapsamda KÜNİB’in 20-21 Mayıs 2013 günü Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de yapacağı III. Olağan Kongresi önemli gelişmelere sahne olacak. KÜNİB III. Olağan Kongresi’nde ulusal ve uluslararası alandan birçok üst düzey katılımcı, Kafkasya Üniversiteler Birliği ve Birlik’in geleceğe dair projeksiyonunu ele alacak. Ayrıca Kongre’de Kazakistan, Kıbrıs, Moldova, Ukrayna gibi ülkelerden üniversiteler Birlik’e katılacak. Böylelikle III. Olağan Kongre’yle birlikte KÜNİB’in üye sayısı 50’nin üstüne çıkacak.
Bu büyük kongreye sayılı günler kala KÜNİB Başkanı ve ARÜ Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ile bir röportaj gerçekleştirdik. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz, henüz üç yaşında olan birliğin, tüzel bir kişilik kazandığını ifade ederek, Ankara’da bir irtibat şubesi açmayı planladıklarını söyledi. Ayrıca KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz, Birlik’in; çeşitli bilimsel projelere ve öğrencilere destek amacıyla, üye rektörlerden ortak bir fon oluşturmak için çalışmalara başladığını dile getirdi.
KÜNİB, Gençleri Ortak Bir Geleceğe Hazırlıyor
Diğer yandan KÜNİB Başkanı ve ARÜ Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, KÜNİB’in yalnızca üniversite yönetimlerinden değil, aynı zamanda gençlerden de gücünü alan ve gençleri geleceğe hazırlayan dev bir birlik olma yolunda ilerlediğini vurguladı. Bu konuda gençlik kurultayları ve sempozyumlardan örnek veren KÜNİB Başkanı Rektör Prof. Dr. Korkmaz, söz konusu faaliyetlerin, “gençleri bölgenin ortak kaderi üzerinde ortak düşünmeye ve eylemeye sevk etmek” açısından önemli olduğuna dikkat çekti.
Mevlana Değişim Programı, Kültürel Kaynaşmayı ve Birlikteliği Sağlıyor
Röportajda Başkan Prof. Dr. Korkmaz, Mevlana Değişim Programı’nı da değerlendirdi. Korkmaz, “Bu proje, bölgedeki üniversite öğrencisi ve öğretim üyesi akışını sağlayarak kültürel kaynaşmayı ve birlikte iş yapabilme yeteneğini geliştirecektir.” öngörüsünü paylaştı.
Yine söyleşide KÜNİB Başkanı Prof. Dr. Korkmaz, Birlik’in; kültürel, sosyal, politik, akademik ve birçok alanda bilimsel araştırmalar yapılmasında öncü olmasının ve Kafkasya Bölgesi’ne katkı sağlamasının yaşamsal olduğunu belirterek, “Üzerinde yaşadığımız bölgenin yüzüne sinen anlamı okumanın ve bu anlamı insanlığın barışına, huzuruna ve esenliğine tahvil etmenin” KÜNİB’in en önemli projelerinden birisi olduğunu da hatırlattı.
İşte Kafkasya Üniversiteler Birliği (KÜNİB) Başkanı ve Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’la KÜNİB üzerine yapılan röportajın tam metni:
Sayın Rektör, Kafkasya Üniversiteler Birliği henüz 2009 yılında kurulmasına rağmen, kısa sürede, ulusal ve uluslararası alanda heyecan uyandıran, bir felsefesi ve iradesi olan stratejik bir birliğe dönüştü. Türk Dünyasını yakından ilgilendiren, önemi somut icraatları ile başta Avrupa olmak üzere bütün dünyanın da dikkatini çeken Kafkasya Üniversiteler Birliği’nin ilk harcını koyan birisi olarak Birliğin oluşum süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Coğrafya, insanın kaderidir. İnsan, kaderi üzerinde düşünmelidir. Kafkasya Bölgesi, yıllarca savaşların, yıkımların yaşandığı; orduların gelip geçtiği bir bölge. Onlarca kavmin, yüzlerce halkın, topluluğun yaşadığı; çok farklı dillerin konuşulduğu, çok farklı inançların harman olduğu bir yer. Biz üniversiteler olarak, bu muazzam coğrafyada ama farklı ülkelerdeki üniversiteleri ortak bir gelecek perspektifinde buluşturmak istedik. Yani KÜNİB, kısaca bölge üniversitelerinin ortak kaderimiz üzerinde birlikte düşünme projesidir.
Sayın Başkan, 2009 yılında 7 kurucu üniversitenin öncülüğünde kurulan Kafkasya Üniversiteler Birliği her geçen gün büyüyerek üye sayısını 8 ülkenin önde gelen üniversitelerinden oluşan 42 üniversiteye ulaştırmıştır. Kafkasya Üniversiteler Birliği’nin kurucu rektörlerinden biri olarak Birliğin günümüzdeki durumunu nasıl görüyorsunuz?
KÜNİB, hızla ve emin adımlarla gelişirken, somut projelerle geleceği inşa etme azmindedir. 20-21 Mayıs 2013 Bakü Kongresi için Moldova, Ukrayna, Kazakistan ve Kıbrıs’tan yeni katılacak üniversitelerle sayımız 50’yi aşmış olacak. Birliğimiz artık tüzel bir kişilik de kazandı. Şimdi Ankara’da bir irtibat büromuz ve şubemizi açmak için çalışıyoruz. Oraya giden üye rektörlerimiz, kendi ofisi gibi rahat çalışacak bir ortama kavuşsun istiyoruz. Üye Rektörlerimizden ortak bir fon oluşturma isteği var; öğrenci, proje vb. destekleri için. Bunu da başardıktan sonra daha büyük bilimsel projeler ve organizasyonlar yapabileceğiz.
Sayın hocam, KÜNİB’in olağan kongreleri her yıl KÜNİB’e üye üniversitelerin bulunduğu farklı ülkelerde gerçekleştiriliyor. Bu durumun Kafkasya coğrafyasının kültürel, sosyal, politik ve akademik işbirliklerine olan etkisini değerlendirir misiniz?
KÜNİB, her yıl olağan kongresini başka bir ülkede yapıyor. Türkiye, Gürcistan ve bu yıl Azerbaycan. Gelecek yıl muhtemelen İran veya Ukrayna olacak. Bu tür toplantılara, üniversite öğrencilerimizin katıldığı “I. Gençlik Kurultayı; Kafkasya’ya Genç Bakışlar I” adlı uluslararası sempozyumu da eklemek gerekir. Nahcivan’da yapılan bu toplantıya 10 ülkeden 80’i aşkın gencimiz katıldı. Nahcivan Ali Meclis Başkanı’na ve Nahcivan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsa Habipbeyli’ye çok teşekkür ediyorum. Bu tür toplantılar gençlerimizi kaderimiz üzerinde ortak düşünmeye ve eylemeye sevk edecektir. II. Gençlik Kurultayı’nı İran’da yapmayı tasarlıyoruz.
Sayın Rektör, KÜNİB’in en önemli projelerinden biri olan Mevlana Değişim Programı’nı nasıl yorumluyorsunuz? Bu programın öğrencilerin eğitim hayatına katkıları sizce ne olacaktır?
Mevlana Değişim Programı, esasında Kafkasya Üniversiteler Birliği’nin talepleri üzerine eski YÖK Başkanımız Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Başkan vekili Prof. Dr. Yekta Saraç ve Prof. Dr. Ömer Demir’in çabalarıyla gündeme geldi. Sonra çalışmalara Prof. Dr. Şaban Çalış katıldı ve yeni YÖK Başkanımız Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya projenin hayata geçmesinde ciddi gayret sarfetti. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Mevlana Değişim Programı, bölgemiz için Erasmus-vari bir projedir. Geleceğimizi şekillendirecek en önemli etkinliktir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu projeyi desteklediği için, başta sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm hükumet yetkililerini tebrik ediyorum. Bu proje, bölgedeki üniversite öğrencisi ve öğretim üyesi akışını sağlayarak kültürel kaynaşmayı ve birlikte iş yapabilme yeteneğini geliştirecektir. İleride bu gençler, UNESCO’da, BM’de ve diğer uluslararası toplantılarda bir araya gelecek ve ortak kararlar vereceklerdir. Gelecek için çok mühim bir projedir.
Sayın Başkan, Bölge hakkında önemli projeler geliştirerek bölgenin ihtiyaçlarına çözüm arayan KÜNİB’in gelecek vizyonunu değerlendirir misiniz?
KÜNİB, yalnızca bölgesel bir kuruluş değil aynı zamanda küresel bir birliktir. Sözgelimi bölge ile ilgili çalışmalar yapan Amerika’daki The University of the Incarnate Word (UIW) de üyemizdir. 2013 yılı Kasım ayında II. Gençlik Kurultayı’nı (Master ve Doktora öğrencileri) Tebriz’de toplamayı düşünüyoruz. Köklü bir kültüre sahip İran’da gençlerimiz buluşsun ve geleceğimizi konuşsunlar. Sonra belki Moldova, Ukrayna, Kazakistan vd.
2014 yılında Harward Üniversitesi, Rice Üniversitesi ve UNESCO’nun da desteğiyle Ardahan’da Tehlike Altındaki Diller adı altında uluslararası bir sempozyum düzenleyeceğiz. Dünyada şu an 7000 dil/lehçe ve/ya şive konuşulmaktadır. Ancak bunların % 80’’i 2100 yılını ne yazık ki göremeden kaybolacak. Bu dillerin büyük bir kısmı da Kafkasya, Sibirya ve Ortadoğu bölgelerindedir. Yani bizim hinterlandımızdadır. Bu büyük tehlike ile ilgilenmeliyiz. Zira her dil Tanrı armağanıdır ve kutsaldır. Bizler, bu dilleri konuşanlar farkında olmasalar bile bu tükenişe karşı bir önlem almalıyız. Enstitüler kurarak, derlemeler yaparak dilleri kayıt altına almak ve insanlığın ortak hafızasına armağan etmek büyük bir insani vazifedir.
Ayrıca, bölgenin tükenen etnoğrafik kültürüne, yeraltı ve yer üstü kaynaklarına, gelecek değerlerine de sahip çıkmak onlarla ilgili stratejik nitelikli bilimsel araştırmalar yapmalıyız. Gençleri ortak bir geleceğe hazırlamayı hedef edinen KÜNİB’in en önemli projelerinden birisi de üzerinde yaşadığımız bölgenin yüzüne sinen anlamı okumak ve bu anlamı insanlığın barışına, huzuruna ve esenliğine tahvil etmektir.
|
